vererek

vererek
1. rendering (prep.) 2. giving (prep.)

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • TEVDİAN — Vererek, bırakarak, teslim ve emanet ederek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Tobacco packaging warning messages — Smoking warning on the back of a cigarette pack, in Australia Tobacco packaging warning messages are health warning messages that appear on the packaging of cigarettes and other tobacco products. They have been implemented in an effort to enhance …   Wikipedia

  • tavlamak — i 1) İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek 2) mec. Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak 3) mec. Ümit vererek kandırmak, kendine bağlamak, aldatmak 4) argo Karşı cinsin gönlünü çelmek, kandırıp elde etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Turkish grammar — This article concerns the grammar of the Turkish language. A companion to this article is Turkish vocabulary. Three features that, together, distinguish Turkish from many other languages are the following: #Turkish is highly agglutinative: its… …   Wikipedia

  • abanmak — e 1) Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? B. Felek 2) Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak Baba, ya Allah nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı. R. H. Karay 3) Güç vererek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aborda — is., den., İt. abborda Bir deniz teknesinin başka bir tekneye, bir iskeleye veya bir rıhtıma yanını vererek yanaşması Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller aborda etmek aborda olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • afyonlamak — i 1) Afyon vererek uyuşturmak, uyutmak 2) mec. Telkin yoluyla doğru düşünmeyi önleyerek zararlı bir yola sürüklemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahit — is., hdi, Ar. ˁahd 1) Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant Ahdim olsun, bu işi yapacağım. 2) Antlaşma 3) esk. Devir, zaman Birleşik Sözler ahitname ahdetmek Ahd i Atik Ahd i Cedit Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alavere — is. 1) Bir şeyin elden ele geçmesi 2) Bir şeyi elden ele vererek aktarma Karpuzları alavere ile mavnadan sergiye taşıdılar. 3) Kargaşalık 4) den. Vapurlarda bu biçimde taşıma işi için bordalarda kurulan basamaklı iskele Birleşik Sözler alavere… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alıkoymak — i 1) Bir süre için bir yerde tutmak Arkadaşım beni yemeğe alıkoydu. 2) den Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak Selim Bey, babamı yemeğinden alıkoyarak mütemadiyen Girit ten bahsediyordu. R. N. Güntekin 3) Ayırıp… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Ali — is., öz., Ar. ˁalī Kurnazca ve haince düzen anlamında Ali Cengiz oyunu, çok zorba anlamında Ali kıran baş kesen, bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek anlamında Alinin külahını Veliye,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”